Şehir hayatını bıraktıktan sonra Kastamonu’nun Cide ilçesindeki köy evine yerleşen ve yaşamlarını sosyal medyadaki takipçileri ile paylaşan çift, Kastamonu Üniversitesi’nde düzenlenen panelde deneyimlerini anlattı.

Dereye düşen şahsı ekipler kurtardı Dereye düşen şahsı ekipler kurtardı

Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi ile Ormancılık ve Tabiat Turizmi İhtisaslaşma Koordinatörlüğü iş birliğinde “Doğa İçin Bir Adım: Köye Dönüş ve Sürdürülebilir Yaşam” başlıklı panel düzenlendi. Kastamonu Üniversitesi Merkez Kütüphanesi Sezai Karakoç Salonu’nda gerçekleştirilen panelin moderatörlüğünü Turizm Fakültesi Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal üstlendi. Sosyal medya platformlarında sürdürülebilir yaşam ve doğaya dönüş temalı içerikleriyle tanınan sosyal medya içerik üreticileri Fulden Darama Hurma ve Aykan Hurma konuşmacı olarak katıldı.

Panelde konuşan çift, korona virüs döneminde Kocaeli’de yaşarken kırsal alana yerleşme kararı aldıklarını ve Kastamonu’nun Cide ilçesine bağlı Hamitli köyüne yerleştiklerini söyledi. Şehir yaşamları sırasında yaptıkları işleri köyde sürdürdüklerini ifade eden çift, köydeki günlük yaşantılarını sosyal medyada paylaştıklarını söyledi.

“Ilgarini Mağarasından yola çıkarak 15 kilometrelik bir rotada Loç Vadisine kadar macera rotası oluşturduk”

Panelin açılışında konuşan Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal, “Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması Programı kapsamında 2018 yılında Kastamonu Üniversitesi, ormancılık ve tabiat turizmi alanında ihtisaslaşan bir üniversite oldu. Biz de bu çerçevede ilk olarak göreve geldikten sonra yani Kastamonu Üniversitesi’ne atandıktan sonra araziye çıktık. Macera projeleri yaptık. Biz bu çalışmaları yaparken Ilgarini Mağarasından Cide’nin Loç Vadisine bir macera yürüyüşü rotası belirlemek istedik. Bu yüzden Ilgarini Mağarasından yola çıktık. 15 kilometrelik bir rota oluşturduk. Ilgarini Mağarasından yola çıkarak Loç Vadisine yürüyüşte bulunduk. Çok zorlu bir yol vardı. Oraya giderken de arkadaşlarla bizim hikayemiz ortaya çıktı. Biz çekimler yapıyoruz. Bunları sosyal medyamızdan da paylaşım yapıyoruz. Bu sırada Recep diye arkadaşların enişteleri bizleri karşıladı. Ondan sonra arkadaşlarla tanıştık ve bizim hikayemiz başladı. Devamını da arkadaşlarımız kendileri anlatsınlar” dedi.

“Bizim hikayemiz, pandemideki kapanma ve bahçe ile o sırada uğraşmakla başladı”

Daha sonra konuşan sosyal medya içerik üreticisi Fulden Darama Hurma ise, “Pandemi açıklandıktan sonra Mayıs ayında eve kapanma kararları gelmeye başladı. Biz de bağ bahçe ile uğraşmaya başladık. Bu sırada da ilan bakıyoruz, ev, arsa, tarla gibi bir yerlere bakıyoruz. O zaman dahi fiyatlar uçmuştu. Aykan, bu sırada bana Cide’deki ev teklifi ile geldi. Benim böyle bir evden haberim yoktu. Cide’ye ikinci gelişimizde eve yerleştik. Bizim hikayemiz pandemideki kapanma ve sırada bahçe ile uğraşmakla başladı. Pandemideki kapanma sonrası karar aldık ve bir şekilde Cide’ye yerleştik. Bir şekilde gemileri yakıp, plansız programsız yerleştik. Sizlerin düşüncesi var ise buna benzen bir hareket yapmayın. Öncelikle bir hafta ya da bir ay bir deneyin, ondan sonra yerleşme kararı alın. Gemileri sakın yakmayın, bizim size tavsiye edebileceğimiz tek şey budur” diye konuştu.

“Köyde yaşamak, şehirde yaşamaktan üç kat daha pahalı”

Köyde yaşamanın, şehirde yaşamaktan daha zor ve daha pahalı olduğunu söyleyen Hurma, “Köyde yaşamak mı daha pahalı yoksa şehirde yaşamak mı, diye bizlere soru yöneltiliyor. Köyde yaşamak, şehirde yaşamaktan yaklaşık üç kat falan pahalı çıktı. Sadece ısınmada dahi böyle, köyde ısınmak istediğinizde şehre göre üç kat daha fazla masraf çıkıyor. Asıl gerçek bir köylü gibi köyde yaşamayı düşünmüyorsanız köyde yaşamak çok pahalı ve yorucu. Ama biz, köyde yaşayan köylüler gibi kesinlikle olamayız. Çünkü köyde yaşamak başka bir zanaat” şeklinde konuştu.

“Sobayı yakamıyoruz diye sobanın bozuk olduğunu düşünüp yeni bir soba dahi aldık”

Sosyal medya içerik üreticisi Aykan Hurma ise, köy yaşamının şehir hayatına göre daha az karbon ayak izi bıraktığını ve doğa ile uyumlu bir yaşam tarzının insan sağlığına faydalı olduğunu belirterek, “Cide’deki evimize gitmeyeli 10 yıl olmuştur. 10 yıl sonra geldim ve 11’inci yılında da eve yerleştim. Eve yerleştikten sonra annem bir ay benimle konuşmadı, küstü. Sanki Fulden’i zorla götürüyoruz gibi zannettiler. Anneme eşimi zorla götürmediğime ikna edemedim. İkna etmem zorlu oldu. Soba yakmayı dahi bilmiyorduk. İlk zamanlarda soba yakmaya çalışıyoruz, babam bize yardımcı olmaya çalışıyordu. Biz, sobayı yakamıyoruz diye sobanın bozuk olduğunu düşünüp yeni bir soba dahi aldık. Köy yaşantısını böyle hayal edebilirsiniz. Bileğim kalınlığında sobanın içerisine odun atıp ısınmaya çalışıyorduk. Biz gemileri yaktık ve bu yaptığımız bizim bir çılgınlıktı. O yüzden önce denemenizi tavsiye ediyorum. Ondan sonra köye yerleşmeye karar verin. Şehirdeki hayatınızı, yaşantınızı bırakıp köyde yaşam sürmek tamamen sizler için bir kabusla sonuçlanacaktır" ifadelerini kullandı.

Panele yoğun ilgi gösteren öğrenciler, merak ettiklerini çifte sordu. Kastamonu İl Kültür ve Turizm Müdürü Kerem Seven, öğrenciler, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirilen panel soruların yanıtlanması ile sona erdi.

Kaynak: iha