Los Angeles’ı kasıp kavuran yangınların küresel ölçekte sigorta sektörünün risk değerlendirme ve hasar yönetimi uygulamalarını yeniden gözden geçirmesine neden oldu. Sigorta ve Reasürans Brokerleri Derneği (SBD) Yönetim Kurulu Üyesi ve Mali ve Finansal İşler Komite Başkanı Gökhan Özakıncı, “Yaşanan bu olay kamuoyunda risk farkındalığını yükseltti Türkiye’de kısa vadede yangın sigortası yaptırma oranını bir miktar artırdı” dedi.

Engellilere yapılan satışlarda yerlilik oranı yüzde 40'a yükseltildi Engellilere yapılan satışlarda yerlilik oranı yüzde 40'a yükseltildi

Sigorta ve Reasürans Brokerleri Derneği (SBD) Yönetim Kurulu Üyesi ve Mali ve Finansal İşler Komite Başkanı Gökhan Özakıncı, ABD Los Angeles’ta yaşanan ve 24 kişinin hayatına, binlerce kişinin de evsiz kalmasına yol açan geniş çaplı yangınların, Türkiye’de sigorta bilincinin artmasında etkili olduğunu belirtti. Özellikle medya aracılığıyla takip edilen felaket görüntüleri ve hasar raporları, yangın sigortası yaptırmanın önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Sektör temsilcileri olarak, yaşanan bu olayın Türkiye’de kısa vadede yangın sigortası yaptırma oranını bir miktar artırdığını gözlemlemekteyiz. Zira büyük çaplı felaket haberleri ve buna bağlı zararların boyutu, kamuoyunda risk farkındalığını yükseltti” dedi.

Los Angeles’ı kasıp kavuran yangınların küresel ölçekte sigorta sektörünün risk değerlendirme ve hasar yönetimi uygulamalarını yeniden gözden geçirmesine neden olduğunu vurgulayan Özakıncı, iklim değişikliği kaynaklı sıcaklık artışı ve kuraklığın, bu yangınların beklenenden daha hızlı yayılmasına ve yerleşim alanlarını tehdit etmesine neden olduğunun altını çizdi. Özakıncı, “Bu durum, sigorta şirketlerinin risk modellemelerini güncellemesini, özellikle yangın teminatı kapsamlarını ve poliçe primlerini yeniden düzenlemesini kaçınılmaz kılmıştır. Los Angeles örneğinden hareketle, yangın sigortalarının kapsamı ve hasar tazmin süreçleri yeniden önem kazanmıştır” diye konuştu.

Standart konut sigortalarının yangın teminatı, genellikle binaların yeniden inşa maliyeti, taşınır malların zararları ve işletmelerde iş durması gibi ana konuları kapsadığını hatırlatan Özakıncı, Los Angeles’taki gibi büyük alanları kapsayan yangınlarda, hasarların yüksek tutarlara ulaşma ihtimali sebebiyle reasürans şirketlerinin de sürecin sürdürülebilirliğinde kritik rol oynadıklarını ifade etti.

Prim tutarı 2 bin - 3 bin lira arasında

Türkiye’nin, hem orman yangınları, hem de yerleşim bölgelerinde çıkabilecek yangınlar açısından riskli bir coğrafyada bulunduğunu kaydeden Özakıncı, şöyle devam etti: “Özellikle sıcaklıkların yüksek seyrettiği Akdeniz ve Ege Bölgelerinde orman yangını riski artarken, büyük şehirlerdeki yoğun yapılaşma ve eski elektrik tesisatları da yangın ihtimalini yükseltmektedir. Bu gerçekler ışığında, yangın sigortası yaptırmak hem konutlar hem de işyerleri için büyük önem taşıyor. Ancak yaklaşık verilere göre Türkiye’de konut ve işyerlerinde yangın sigortası yaptırma oranı halen istenilen seviyede değildir; bu oranın yüzde 20-30 aralığında olduğu tahmin edilmektedir. Bu düşük oran, riskin gerçekleşmesi hâlinde büyük maddi kayıpların sigortasız kalmasına yol açmaktadır. Yangın sigortası poliçe primleri ise yapının bulunduğu deprem bölgesi, binanın yaşı, yangına karşı koruyucu önlemlerin seviyesi ve binaların yeniden inşa maliyetleri gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak değişmektedir. Yine de ortalama bir konut için yıllık yangın sigortası primi sadece bina için minimum 2 bin - 3 bin lira aralığında olduğu söylenebilir. Ayrıca, eşya dahil edilirse prim daha da yükselecektir. İşyerlerinde ise risk faktörleri, deprem bölgeleri ve binaların yeniden inşa maliyetleri yüksekliği gibi nedenlerden bu tutar daha da yüksek seviyelere çıkmaktadır. Sigorta şirketleri, bina içerisinde yangın alarmı, otomatik sprinkler sistemi veya yangın söndürme cihazları gibi önleyici tedbirlerin varlığına göre ek indirimler uygulayarak koruyucu yatırımları teşvik etmektedir.”

Büyükşehirlerdeki riskler

Başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere büyükşehirlerdeki eski ve bakımsız binalar ile endüstriyel tesislerin bulunduğu semtlerin de ciddi yangın riskleri barındırdıklarını dile getiren Özakıncı, bu bölgelerde elektrik altyapısının eski olması, yoğun nüfus, yetersiz güvenlik tedbirleri gibi faktörlerin, hem konut hem de işyeri kaynaklı yangın ihtimalini yükselttiğini söyledi. Son günlerde poliçe başvurularında bir miktar artış kaydedildiğinin gözlemlendiğini belirten Özakıncı, şu değerlendirmelerde bulundu: “Uzun vadede ise sektör, poliçe sahibi sayısının istikrarlı bir şekilde artması için eğitici kampanyalara ve koruyucu tedbirleri teşvik eden indirim politikalarına devam etmektedir. Los Angeles’ta yaşanan geniş çaplı yangın felaketi, sigorta sektörünün yangın teminatına olan yaklaşımını küresel ölçekte yeniden şekillendirmiştir. Türkiye’de ise bu durum, hâlihazırda düşük seviyede olan yangın sigortası penetrasyonunu olumlu yönde etkilemiş, yangın sigortasının önemini kamuoyu nezdinde bir kez daha gündeme taşımıştır. Konut ve işyeri sahiplerinin yangına karşı koruyucu önlemleri artırması, sigorta ürünlerine yönelik talebi yükseltmesi ve risk yönetimi stratejilerini güncellemesi; olası büyük çaplı felaketlerin ekonomik ve sosyal etkilerini minimize etmenin en etkili yollarındandır. Böylece, yangın kaynaklı kayıpların azaltılması ve toplumsal dayanıklılığın güçlendirilmesi mümkün olacaktır.”

Kaynak: iha