Sakarya

Hz. Mevlana’nın 751. Vuslat Yıl dönümü dolayısı ile program düzenlendi

SAKARYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ARALIK KÜLTÜR SANAT ETKİNLİKLERİ, HZ. MEVLANA’NIN 751. VUSLAT YIL DÖNÜMÜ DOLAYISIYLA DÜZENLENEN ‘HZ. MEVLANA BİZE NE SÖYLÜYOR?’ KONFERANSIYLA DAVET ETTİ. KONFERANSTA TASAVVUFUN DERİNLİKLERİ, AHLAKIN HAYATIMIZDAKİ YERİ VE İNSANIN İÇSEL YOLCULUĞUNU ELE ALINDI. PROF. DR. KARA, “TASAVVUF, KALBİ ÜZERİNDEKİ TOZLARDAN ARINDIRMAK, BİR AYNAYI TEMİZLEMEK GİBİDİR. TASAVVUF, KALBİ CİLALAMAKTIR”

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Aralık Kültür Sanat Etkinlikleri, Hz. Mevlana’nın 751. Vuslat Yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen ‘Hz. Mevlana Bize Ne Söylüyor?’ konferansıyla davet etti. Konferansta tasavvufun derinlikleri, ahlakın hayatımızdaki yeri ve insanın içsel yolculuğunu ele alındı. Prof. Dr. Kara, “Tasavvuf, kalbi üzerindeki tozlardan arındırmak, bir aynayı temizlemek gibidir. Tasavvuf, kalbi cilalamaktır” dedi.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen Aralık Kültür Sanat Etkinlikleri birbirinden değerli programlarla devam ediyor. Aralık Kültür Sanat Etkinlikleri çerçevesinde son olarak Prof. Dr. Mustafa Kara’nın konuk olduğu “Hz. Mevlana Bize Ne Söylüyor?” adlı konferans düzenlendi. Hz. Mevlana’nın 751’nci vuslat yıl dönümü münasebetiyle Orhangazi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen programda, Hz. Mevlana’nın eserlerinde işaret ettiği sevgi, sabır, teslimiyet ve ahlak kavramları detaylı konuşuldu.

Prof. Dr. Mustafa Kara konuşmasında, tasavvufun bir dönüşüm yolu olduğunu vurgulayarak, “Tasavvuf, insanın hem nefsini hem de kalbini arındırmasıdır. Bu yolculuk, sadece suretle değil, hakikatle ilgilenmeyi gerektirir. Hz. Mevlana bize şunu öğretir. İnsan, önce kendi kusurlarını görmeli ve bu kusurları tevazu ve sabırla temizlemelidir. Kendini bilmeyen, kalbinin hastalıklarını iyileştirmeyen bir insan başkalarına sevgiyle yaklaşamaz. Tasavvuf, insanın içindeki ‘ben’ kelimesini ‘biz’e dönüştüren, egoyu aşk ile yıkayan bir yolculuktur” dedi.

Prof. Dr. Kara, tasavvufun hayatın zorluklarına ve güzelliklerine farklı bir pencereden bakmayı öğrettiğini belirtti. Hayatı “gül ve diken” metaforuyla açıklayan Kara, “Hz. Mevlana, hayatın her zaman güllük gülistanlık olmayacağını, ancak dikenlerin de güzelliklere bir köprü olduğunu söyler. Büyük sıkıntılar yaşarken ‘Bu da geçer yahu’ diyebilmek tasavvufun bize öğrettiği bir sabır ve teslimiyet göstergesidir. Her dikenin sonunda bir gülistan olduğunu unutmamalıyız” diye konuştu.

Tasavvufun insanı içsel dönüşüme çağırdığına dikkat çeken ve hayatta her insanın iki farklı tecelliyle yüzleştiğini ifade eden Prof. Dr. Kara, “Tasavvuf, kalbi cilalamaktır. Kalbi, üzerindeki tozlardan arındırmak, bir aynayı temizlemek gibidir. Tezkiye, sadece nefsin arınması değil, aynı zamanda sevgi ve merhametle dolmasıdır. Hz. Mevlana’nın öğretileri, insana sadece dünyevi sıkıntılarla nasıl başa çıkacağını değil, aynı zamanda ilahi aşkı nasıl yaşayacağını da öğretir. Celali tecelliler sıkıntı ve zorluklardır, cemali tecelliler ise güzellik ve müjdedir. Tasavvuf, bu iki yüzü de kabullenmeyi öğretir. Celali tecellilere sabır, cemali tecellilere şükür göstermek, insanı olgunlaştırır. Hz. Mevlana’nın hayat felsefesi, bu zıtlıkları bir bütün olarak kucaklamayı ve her anı anlamlandırmayı gerektirir” şeklinde konuştu.

Programın sonunda Kara, tasavvufun özünün ahlak olduğunu vurguladı. Kara, “Tasavvuf, insanın dış görünüşünden ziyade iç dünyasına odaklanmayı öğütler. Suretlere takılmadan, insanın siretine yani karakterine bakmalıyız. Hz. Mevlana’nın ‘Dış suretler değil, iç aleme bakın’ sözü, bu çağın hastalığı olan yüzeyselliğe en güzel cevaptır” ifadelerini kullandı. Program, Büyükşehir Belediyesi tarafından katılımcılara teşekkür edilmesi ve Hz. Mevlana’nın evrensel mesajlarının insanlığın ortak mirası olduğunun vurgulanmasıyla sona erdi. Konferans sonunda konuk Prof. Dr. Mustafa Kara, Tasavvuf ve Tarikatlar kitabını imzalayıp, salonu dolduran katılımcılarla muhabbet etti.